İsmiyle müsemma olarak ana faaliyet konusu tarih olan Türk Tarih Kurumu, yasayla belirlenen “Türk tarihi ve Türkiye tarihini tüm yönleriyle hakikatlere uygun biçimde ortaya koyacak çalışmalar yapmak” şeklindeki görevini ifada tarihçilik mesleğinin önemli bir parçası konumundadır. Bu noktadan hareketle, ülkemizdeki tarih araştırmaları üzerine ilmî bir istişare ortamı sağlamak ve gelecekteki araştırmalara katkı sunmak amacıyla, Türk Tarih Kurumu tarafından Tarih ve Tarihçilik üzerine bilimsel bir toplantının icrası planlanmıştı. Türkiye’de ve dünyada sosyal bilimler camiasının mümtaz ismi, Türk tarihçiliğinin pusulası ve tarihçilerimizin “kutbu” Prof. Dr. Halil İnalcık’ın bu sempozyum hazırlıkları esnasında dar-ı bekâya irtihali ise, O’nu ve birçok kuşağa yol gösteren özgün çalışmalarını bir nebze de olsa anmak için vesile olmuştur. Dolayısıyla, Uluslararası Prof. Dr. Halil İnalcık-Tarih ve Tarihçilik Sempozyumu bu tür bir fikrî sürecin ürünüydü.